Sebze Yiyiciler bölümünden
Bütün istilacı Avrupa halkı bana masum sebze yiyici milletlere musallat olmuş, kanlı ve uzun dişli bir canavar sürüsü şeklinde görünmeye başladı.Sömürge siyasetini et aramak hırsıyla izah etmeye başlıyordum. Fakat şunu da itiraf ediyorum ki, bütün faydalı hayat hırslarının mahreki ettir ve hareketi ağır sebze yiyiciler, etle beslenmeye alışıncaya kadar pençeli hayvanların aciz bir avı olmaya mahkumdur.
Siegfried bölümünden
Piyesin(1) esası bu mucizevi değişmedir. Yazara göre bir Fransızla bir Almanı birbirinden ayıran uzviyet ayrılığı değil, sadece zihinlerde biriken hatıraların mahiyet farkıdır. Herhangi bir sebeple, bu hatıralar unutulunca, birbirinden nefret eden iki hüviyet, birbirinin yerini alabilir.
- (1) Bu piyesin adı Siegfried’dir. Ahmet Haşim’in Bir Seyahatin Notları(Paris Seyahatnamesi) kitabında da aynen şu şekilde anlatılır:
Piyesin ruhu şudur: Büyük bir aileye mensup bir Alman hemşiresi, savaş meydanında yaralı, çıplak, baygın bir halde bulduğu bir Fransız askerini kaldırtarak, aylarca devam eden bir anne şefkat ve ihtimamiyle onu hayata döndürür; aldığı yara tesiriyle bütün eski hatıralarından boşalan esir dimağı, Alman sistemleriyle yeniden terbiye ederek, eski Fransız askerinden taptaze, ateşli bir Alman vücuda getirir. Artık ismi Siegfried olan bu yapma Alman, yeni milletinin kaderini eline almış, onu yeni bir hayat idealinin en yüksek zirvelerine çıkarmıştır. Siegfried, şimdi bir Alman değil, Almanya’nın bütün deruni kuvvetlerini ruhunda toplayan bir Germen ırkı timsalidir.
Alman filozofu Nietzsche de Giraudoux gibi düşünmüyor muydu? Bu filozofa göre milletleri birbirine düşman yapan tek kuvvet tarihtir. Geniş bir beşeri anlaşmanın meydana gelebilmesi için yapılacak ilk iş, tarih öğretiminin el birliği ile ortadan kaldırılmasıdır.
Cami ve Havra bölümünden
Bir havra daha yapılmış, bunun ne ehemmiyeti var? Kökleri her taraftan dünyayı saran bütün bankalar birer havra olduktan sonra …
Müstakbel Mimari bölümünden
Her tarafta işçi ırkı, eski esirler cinsinin yerine geçtiler.
O suretle ki, her adamın şişip koca bir otomobil haline gelmesi ve caddelerde akan halkın bir dev sürüsünü andırması hiç de uzak bir gelecek değil!